MÜLAKATTA SİZ DE SORU SORUN

13.04.2012 11:46

İş görüşmelerinde insan kaynakları uzmanları adaylardan da soru bekliyor. Ama bu soruların tutarlı ve yerinde sorulmuş olması gerekiyor. Öylesine veya sırf sormuş olmak için sorulan sorular ise mülakatın yönünü değiştirebiliyor. 


İş görüşmesini batırmak için onlarca yol var. Mülakata geç kalmak, görüşmenin ortasında telefonla konuşmak, eski patronunuz hakkında ileri geri konuşmak, görüşmeyi yapan insan kaynakları uzmanının kalemini yürütmek gibi. Fakat bir yol daha var. O da uygunsuz sorular sormak. Danışmanlık firması Mannersmith’ten Jodi R. R. Smith, görüşmede soru sormamanın mülakatın kötü gitmesine neden olacağını söylüyor: “45 dakikalık bir görüşme sonunda sorunuz var mı diye sorduğumda yok cevabını alırsam ikinci görüşmeye geçemezsiniz demektir.” 
İş görüşmesine giderken kafanızda birkaç akıllıca soru olmasına dikkat edin. Çünkü soru sormadığınızda iyi karşılanmayacağı gibi sorduğunuz sorunun içeriğine kalitesine göre de değerlendireceksiniz. Yani sırf soru sormak için de sormayın. Altman Initiative Group’tan Denise Altman, adayların sordukları soruların, düşünme şekillerini görmesini sağladığını söylüyor, “Ne kadar meraklı, ne kadar ilgili, pozisyona ne kadar uygun görebiliyorum” diyor. 

Utangaç olmayın 
İş görüşmesine gelen birçok aday soru sorma konusunda tedirgin ve çekingen oluyor. Adaylar soru sormak gibi bir haklarının olmadığını düşünüyorlar ama her iki durumda da ilgisiz bir hava yaratılıyor. Bu da mülakatı yapan kişinin aday hakkında olumsuz düşünmesine neden oluyor. 

Araştırma yapın 
İş görüşmesine giderken kurumla ilgili az da olsa araştırma yapmak adettendir. En azından şirketin ana iş kollarını, ortaklarını bilin. Soru soracağım diye ne üretiyorsunuz veya paydaşlarınız kimler gibi sorular sormak işe giriş şansınızı neredeyse sıfırlayacaktır. Seçtiğiniz soru şirket veya sektör hakkında araştırma yaptığınızı belli etsin. Kariyer koçu Dorothy Tannahill Moran, iyi bir araştırma sonucunda sorulacak olan sorunun bilginizi göstermenin yanı sıra şirket hakkında bilgi sahibi olmanızı da sağlayacağını söylüyor. Mesela şöyle bir soru yöneltilebilir: Geçtiğimiz günlerde yeni ürününüzü piyasaya çıkardınız, bu ürünün çıkışı nasıl oldu, şirket nasıl destekliyor? 

Sorulması gereken sorular 
Sormak istediğiniz bazı sorular karşı tarafın hoşuna gitmeyebilir. İş güvenliği, tatil gibi sorular sorulması gereken sorular fakat kullanılan dile dikkat etmek gerekiyor. Sert ve eleştirel bir ifadeyle sorulan sorular mülakatı yapan kişi tarafından yanlış anlaşılabiliyor. 
İşte insan kaynakları uzmanlarının mülakat sırasında adaylardan beklediği sorulardan bazıları: 
* Adayda ne gibi özellikler arıyorsunuz? 
* Bu eğer yeni bir pozisyonsa bu bölümü, departmanı açmaya nasıl karar verdiniz? 
* Geçmişimle ilgili herhangi bir tereddütünüz var mı? 
* Bu pozisyon için performansı nasıl ölçüyorsunuz? 
* Bu iş için karşılaşılabilecek zorluklar neler? 
* Bu firmanın sektördeki diğer şirketlerden farkı nedir? 
* Bu pozisyonda yer alan kişi neden ayrıldı? 
* İlk 6 ay içinde benden başarı beklentileriniz neler? 
* Şirket önümüzdeki 2-5 yıl içinde nerede olacak, nasıl gelişecek ve bu seviyeye nasıl ulaşacak? 
* Şirketin karşılaştığı zorluklar, sorunlar neler?

  (Hürriyet İK)

Su Olduğunu Düşün

12.04.2012 21:32

 Her şey yerinde zamanında ve dozunda olmalı.


Şimdi sen "su" olduğunu düşün. Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar çok, tükenmez. İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın.

Unutma; daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin... Gürültünün parçası olursun sadece! Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü "Su nasılsa burada, lüzum yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler. Aynen, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiç bir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye kadar. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için gittiler ve sakin sakin ihtiyaçlarını giderdiler; Onlar için en uygun olan ve kendi istedikleri zamanda... 

Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol; Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil! Sen bir su ol! Ama rahmet ol; afet değil! Su isen tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; Sana "felaket" denmesin! Su isen bir bardağa sığabil ki; damarlara giresin!

(kisiselgelisimim.com)

Vakit Yine Su Gibi Akıp Gitti!

04.04.2012 00:29

 Günlük hayatımızda yapmanız gereken, yetiştirmeniz gereken işlerin çokluğundan bahsederiz. “Ah keşke biraz daha vaktim olsaydı” diye hayıflanırız. Zaman her gün kendisine karşı mücadele verdiğimiz bir kaynak. Peki, siz zamanınızı nerelerde harcıyorsunuz? Teslim saati yaklaştıkça bitiremediğiniz işlerin, ödevlerin sayısı giderek artıyorsa,  projelerinizi ödevlerinizi yetiştirebilmek için uykusuz gecelerle boğuşuyorsanız, randevularınıza sürekli geç kalıyorsanız zamanınızı ayarlama konusunda sıkıntılar yaşıyorsunuz demektir. Zaman zaman günlerin 24 saatten fazla olmasını dilesek de asıl yapmamız gereken 24 saati gün içerisinde yapmamız gereken işler arasında doğru bir şekilde paylaştırabilmektir.

Zamanınızı verimli kullanmanızı engelleyen faktörler:

Plansızlık

 Güne, gün içerisinde yapmanız gerekenlerin planını hazırlayarak başlamak ya da önceden hazırlamış olduğunuz planın üzerinden geçip gerekli değişiklikleri yaparak başlamak gününüzü daha etkili bir şekilde geçmesini sağlayacaktır. Gün içerisinde yapmamız gereken işlerin çokluğu ve bunları akılda tutma çabası beynimizi sürekli meşgul eder. Sürekli olarak bir sonra yapmamız gereken işi düşünmek yaptığımız işe konsantre olmamızı engelleyerek daha uzun zaman almasına, istediğimiz verimi alamamamıza neden olur. Bu gibi durumlarda en pratik yöntem not tutma alışkanlığı edinmek, bunu daha da ileriye taşıyarak ajanda kullanma alışkanlığı edinmektir. Günümüz teknolojisi gerek sunduğu elektronik posta programları gerekse tamamen bu iş için hazırlanmış programlar vasıtasıyla klasik ajanda alışkanlığını ortadan kaldırmış, bilgisayar tabanlı ya da web tabanlı ajandaları kullanıcıların hizmetine sunmuştur. Böylece hangi işe ne kadar zaman ayırmanız gerektiğini gözlemleyebilir, çalışmanızı sahip olduğunuz zaman dilimine göre şekillendirebilirsiniz. Bu tür programların sunduğu “hatırlatma” özelliği ile bir sonraki işinize kafa yormadan yapmanız gereken işe yoğunlaşabilirsiniz. 

 

Öncelikleri Belirleyememek ve Sıralayamamak

 Yapılması gereken işleri iyi bir şekilde kategorize edebilmek doğru bir planlamanın parçalarından biridir. Yapılacak işlerin kendiniz için ya da başkası için yapılacak olması, acil ya da ertelenebilir olması, kısa ya da uzun sürecek olması, hoşlandığımız bir iş olup olmaması yapacağınız sıralamayı etkileyecek faktörlerdendir. Sıralamayı doğru yapabilmek için önce işleri doğru bir şekilde tanımlayabilmek gerekmektedir.  Acil olanları ön plana almak, hoşlandığımız işleri bir an önce yaparak aradan çıkarmak, başkasına teslim edilmesi gereken işlere öncelik vererek başkasına yönelik sorumluluktan kurtulmak gibi küçük stratejiler zamanınızı daha verimli kullanmanızı sağlayacaktır. Bilmediğiniz, hoşlanmadığınız ya da zor olan işlerin çoğu zaman daha fazla zaman alacağı faktörünü göz önünde bulundurarak zaman ayarlaması yapabilirsiniz.

 

Ertelemek

 Yapılması gereken işleri öncelik sonralık sıralarına göre ertelemek ya da öne almak fayda getireceği gibi alışkanlık haline gelen işleri sürekli erteleme davranışı, kariyerinize zarar verecektir.

 

Kendini gereğinden fazla işe adamak

 Planlamanızı yaparken kısıtlı zaman içerisinde yapabileceğiniz işin de kısıtlı olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Gün içerisinde çalışmak dışında da yapılması gereken yemek yemek, spor yapmak, kendine vakit ayırmak, uyumak gibi ihtiyaçların da giderilmesi gerekmektedir. Bu gibi ihtiyaçların sağlıklı bir şekilde giderilmesi fiziksel ve zihinsel olarak yaratacakları zindelikle çalışmaya yönelik veriminizi de artıracaktır. Günümüzde başarılı iş adamlarına baktığımızda birçoğunun gün içerisindeki boşluklardan faydalanarak spora vakit ayırdığını ve bu şekilde daha başarılı olduklarını görmekteyiz.

 

Acelecilik

 Bazı insanlar işleri çabuk bitirmenin aceleci davranmaktan geçtiğini düşünürler ve kendi üzerlerinde sürekli olarak zaman baskısı yaratırlar.  Bu tür karakterlere A tipi kişilik denilmektedir. Aceleci tavır zaman yönetimiyle ters düşen bir harekettir.

 

Gereksiz Telefonlar 

Zamanı nasıl da geçip gittiğini anlamadan tükettiğimiz yerlerin başında gereksiz  telefon görüşmeleri gelmektedir. Gereksiz telefon görüşmeleri konsantrasyonunuzu bozacağı için çalışmaya yönelik veriminizi düşürecektir. Aklınızın telefon görüşmesinde geçen bir konuya takılması çalıştığınız konuya odaklanmanızı engeller. Eğer ki arama yapacak olan kişi siz iseniz konuşmanın uzamasını ve maksadının dışına çıkmasını engellemek için konuşacağınız kişinin adını, hangi konuda konuşacağınızı, sormak istediğiniz soruları ya da öğrenmek istediğiniz bilgileri bir kâğıda not ettikten sonra aramayı yapmanız hem konuşmanın daha verimli geçmesini hem de zamandan kazanmanızı sağlayacaktır.

 

Dağınık Masa ve Oda Düzeni

 Çalıştığınız ortam düzeni de zaman yönetiminizi etkileyecek unsurlardan birisidir. Not kâğıtlarıyla istila edilmiş, dağınık bir çalışma masası verimli zaman yönetiminin başta gelen engellerinden birisidir. Düzensiz tutulmuş notlar, kime ait olduğu belli olmayan telefon numaraları, hangi zamanda yazıldığı belli olmayan hatırlatmalar sizi gereksiz yere meşgul edecektir. Not kâğıtlarını işleri biter bitmez atmak size daha geniş çalışma ortamı sağlayacaktır ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, not olarak tuttuğunuz bilgiler ulaşılması zor ya da yeniden ihtiyaç duyulması muhtemel bilgilerse, atmadan önce erişimi kolay ve sağlam kaynaklara kaydedildiğinden emin olunmalıdır.

(https://issuu.com/kgelisimim)

Aklınızı “başınıza” nasıl getirebilirsiniz?

30.03.2012 13:50


Bu hafta beyniniz için bunları yapın.

·         Beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır. Önemli kararlarınızı açık havada yürürken alın.

·         Beyin örneklerle akıl yürütür. Kararsız kaldığınız bir durumda “Atatürk benim yerimde olsaydı ne yapardı?” diye düşünün.

·         Yabancı bir dil öğrenme ve ezber beyni güçlendirir. Her gün birkaç yeni kelime öğrenin ve kullanın.

·      Zihinsel jimnastik yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere bulmaca ve satranç gibi oyunları kullanabilirsiniz.

·         Zihinsel rutinlerinizi kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer alinizde taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin.

·         Zihinsel zevklerinizi zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş kitabından, birkaç cümle okuyun.

·      Güzel bir resme bakın.          

·      Sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin.

·         Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, düşünce kalitesini artırır.

·         İyi bir uyku kaliteli bir beynin temelidir. 24 saati geçen uykusuzluk sarhoşluğa benzer bir şekilde beyin fonksiyonlarını etkilemektedir.

·         Bol ve temiz “birinci el” oksijen beyin için çok önemlidir. Beyin vücuda alınan oksijenin dörtte birini tek başına tüketir.

·         Farklı düşünme tarzları beyni geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.

·         Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın. Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez.

·         Beyin diyeti yapın. Beynimiz “garbage in garbage out” ilkesine göre çalışır. Yani beninize çöp girerse, beyninizden çöp çıkar. Beyninizi neyle beslediğinize, midenizi neyle beslediğiniz kadar dikkat edin.

·         Kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız. Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkında?

·         Beynimiz kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarına göre çalışır. Beynin çalışması hakkında yanlış bilgilere sahip olduğumuzda, beynimiz de yanlış çalışır.

·         Başarı beyinde başlar. İnsan “kafadan” kaybeder! Bu hafta “beyin haftası.” Aklımızı “başımıza” toplama haftası! Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla kafa yorun:)

(kigem.com)

Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın

30.03.2012 13:49

 Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.

Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.

En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten

kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar

... verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.

 

Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır .

 

Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!

Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.

Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.

Sıkıntılarımızı n her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.

 

Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın .

Öğeler: 1 - 5 / 6
1 | 2 >>

Sol Üst Bayrak